Hata ettim günahımı bağışla

Rivayet odur ki, Şah İsmail bir gün Kerbela şehitlerinden birinin mezarı olduğu söylenen bir yere itibar etmez. Mezarın açılmasını emreder. Sonra görür ki şehidin naaşı canlı bir insan gibi orada durmaktadır hatta kolundaki yarası dahi kanamaktadır. Bunun üzerine büyük bir hata ettiğini farkeder ve bir şiir okur. Şiirin sonunda, mahlas olarak Hatayi yani “hatası olan” adını kullanır ve o günden sonra herkes kendisini hatası ile ansın ister.

Okuduğu rivayet olunan şiir şudur, ancak redif bölümü “Hata ettim Hüda için bağışla” versiyonu da mevcuttur.

Sabah oldu kutlu günler doğuyor
Hata ettim günahımı bağışla
İhsan ettiğine nurlar yağıyor
Hata ettim günahımı bağışla

Yağan yağmur üçün esen yel içün
Dergâhına varan doğru yol içün
Urum’daki Hacı Bektaş Vel’ içün
Hata ettim günahımı bağışla

Seksen bin Urum erleri içün
Doksan bin Horasan pirleri içün
Müşkülleri halleden rehber içün
Hata ettim günahımı bağışla

Talip olmaz (i)rehbersiz babasız
Harman mı savrulur yelsiz yabasız
Kul hatasız olmaz, hata tövbesiz
Hata ettim günahımı bağışla

Eyüp Peygamber’ in gözü yaşı içün
İnip inip deldiceği taş içün
Yusuf Peygamber’ in aziz başı içün
Hata ettim günahımı bağışla

Musa’ya verdiğin Tûr’un hakk’ içün
İsa’ya verdiğin surun hakk’ içün
Ol Şemsi kamerin nuru hakk’ için
Hata ettim günahımı bağışla

Cümle biten çiçeklerin hakk içün
On dört Masum-u Pakın hakk’ içün
Sen Ganisin Ganiliğin hakk’ içün
Hata ettim günahımı bağışla

Hatayi çağırır aman “Enel Hakk”,
Münkir olan kullardan uzaksın uzak
Sen ganisin senden özge kimsem yok
Hata ettim günahımı bağışla

İlgili Diğer İçerikler

Be Sociable, Share!